
Netekim, deli dana ki bu da bir nevi inek gribiydi, kuş gribi ve domuz gribinden sonra ben artık akıllandım ve böyle toplu felaket senaryolarına prim vermemeye karar verdim. İşte bu noktada euzubillahiizlandika dağının da gaz çıkarması (eğer aktif olsaydı ishal olmuş diyecektim, çok yakıştı bence) beni hiç etkilemedi. Zaten haber neyin pek alakası olan bir insan değilim. Televizyon izlemem, ama kültürlü bir insan olduğum için değil bu. Zira gazete de okumam. Bir şekilde kulağıma çalınırsa haber duyarım, çalınmazsa zaten çok önemli birşey değildir der geçerim.(Hem tarih tekerrürden ibaret değil mi? Bu bağlamda aslında her gün aynı gazeteyi okuyoruz) İşte bu kül bulutu hadisesi benim gün içinde mecburi sosyalleşme alanım olan işyerimde son dönemin hadisesi olduğu için, gereksiz haber fırtınasına tutuldum. Efendim kül bulutu Türkiye'ye geliyormuş. Tüm uçaklar iptalmiş, havada camlar uçuyormuş, asit yağmurları geliyormuş. Lannnnn. Asit yağmuru ne beeee? Süper multinasyonel şirketimizin gereksiz işler müdirelerinden biri hemen herkese mail attı. Sokağa çıkmayın, uçağa binmeyin. Şemsiye kullanın!!! Bu asit yağmuru ile ilgili en güzel yorumu çok sevgili Ayça Şen'den duydum bu sabah. 'Asit yağmuru yağıyor diye, ağzını açıp gezmek ve havaya dil atmak' gibi cümleler kurup beni benden aldı canımın içi.
Ya işte ben tüm bu felaket senaryolarından ve alternatif çözüm önerilerinden ikrah ettim. Başımıza asit mi yapacak, taş mı yağacak bilmem. Sakallı bebek mi doğacak, deccal mi gelecek onu da bilmem. Biri gelsin kendini mesih ilan etsin. Başka biri gelsin 'o sahtedir asıl mesih benim' desin. Biri sur borusunu üflesin. Kıyamet de kopacaksa kopsun. Dünyanın çivisi çıkmış zaten, sallanıyor. Bizi ancak kıyamet paklar.
Bu postun anafikri şudur: Domuzlar çok sevimli hayvanlardır. Onları yemeyelim. Yazık
Bu postun baba fikri ise şudur. Bebeklerin iyiki sakalları yok. Bunu kim emzirir ayol? Korkunçmuş sahiden.
Kendime not: Önümüzdeki postlardan birinde uzaylılara karşı yürütelen sinsi propagandayı anlat.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder